Science dergisinin bu haftaki sayisinda Michael Balter 'in makalesi Avrupali ilk ciftcilerin Etiyopya'nin Afar bolgesinden geldigini ileri suruyor. Bugune kadar yapilan arkeoloji ve palroantropoloji calismalari daha cok kultur ve teknoloji kalintilari ile gocleri ve dagilimi aydinaltiyordu. Ancak bu yeni calisma atasal DNA analizleri ile kultur uzerinden degil direk birey uzerinden calsimayi gereceklestirdi.
Yaklasik 11,000 yil once Orta Dogu'da avci toplayici uretim bicimi yerini tarima terk etmeye basladi. Ilk once, Turkiye, Yunanistan ve Bulgaristan uzerinden tarimsal uretim bicimi yavas yavas Avrupa'ya dagildi. Ancak 7500 yil once Avrupa'da tarim aniden hizli bri bicimde Macaristan, Slovakya, Dogu Ukrayna ve Bati Fransa'ya kadar yayildi. Sofistike dort koseli mimariye sahip duvarlari sigi kurkleri ile kaplanmis, icinde bugday ve arpa depolari olan evler insaa edildi. Arastirmacilar devrim niteligindeki bu degisimin nasil gerceklestigi, buyuk goclerin meydana gelmesi ve kulturel degisimin ortaya cikmasi ve ciftcilikteki teknolijik gelisim hakkinda yillardir calisiyorlar. Gordon Childe bu degisiminin onemini vurgulamak icin uretim biciminin yer degistirmesine Neolitik Revolution yani Neolitik Devrimi adini verdi.
Sicence dergisinin bu haftaki sayisinda yer alan bu calismada 25 ilk ciftcilerin iskeletlerinden alinan atasal DNA sekanslarinin diger 20 avci toplayici bireylerin atasal DNA sekanslarinin karsilastirilmasinin sonuclarini aciklaniyor. Iki onemli uretim bicimini yasamis olan atalarimizin genleri karsilastiriliyor. Iskeletler 15,000 ile 4300 yillari arasinda bugunki Litvanya, Plonya, Rusya ve Almanya bolgelerinde yasamis olan bireylere ait. Arastirma ekibi cifticilere ait mtDNA (mitokondrialDNA) sekanslarinin genetik oalrak avci-toplayici olan gruba hayli uzak oldugunu ortaya cikardi. Ornegin, avci-toplayici iskeletlerin genetik belirleyicilerinin yuksek oranda U4 ve U5 iken bui belirleyicilerin ciftcilerde rastlanmadigini ve ayrica ciftcilerde daha cok N1a ve H genetik belirleyicilerine rastlanildigini gorduler. Bu durum, DNA ornekleri Avrupa'daki lokalaitlerden kesfedilen iskeletlerden elde edilmis ilk ciftcilerin lokal avci-toplayicilardan degil buraya goc ile gelmis bir gruptan evrimlesmis olmasi gerektigini dusunduruyor.
Bazi arastirmacilar atasal DNA orneklerinde karisma yada bu orneklerin hasarli DNA'lar oalbilecegi olasiligi uzerinde duruyor. Hasarli ve karismis atasal DNA'lar molekuler DNA calisan arastirmacilarin kronik bir problemidir. Bu nedenle molekuler DNA laboratuarlari ozenle tasarlanir ve insaa edilir.
Arastirmacilar, eger bu ciftciler lokal avci toplayicilardan evrimlesmediler ise Avrupa'ya nereden goc ettiklerinin arastirilmasi gerektigini isaret ediyorlar, bu noktada Turkiye'nin batisi ve Avrupa'nin guneydogusu dikkat ceken bolgeler. Ulkemizde atasal DNA ve antropolojik calismalarinin bu nokta da yogunlasmasi gerekiyor. Umarim birgun ulkemizde de bu tur bilimsel calismalar ses getirir!
I found the article very interesting. I'm going to further investigate the work of Frederik Barth to learn more about presumed ethnic boundaries. Any suggestions?
YanıtlaSilPS You're are the greatest.
My Dearest,
YanıtlaSilI am glad to read your comments in my blog. Yes, the article was so interestin. However if you want to read about ethnic boundaries you should read social science studies rather than genetic's. I think ethnicite is a social and cultural phenomenon not genetic. What do you think?
Ferhat bey,
YanıtlaSil'Sheep-Pigs-Goats' bolgesinde farkli renkle taranmis bir bolge daha var fakat oranin ne oldugu yazmiyor.
Acaba orada ne yetistirdiler?