Yumurta mı önce gelir yoksa tavuk mu sorusunun cevabını
araştırmacılar verdi; önce genler gelir.
Araştırmacılar bazı kuş türlerinden elde ettikleri genom dizilimlerini
kendileri ve yakın akraba olan farklı türler ile karşılatırarak kuşların bugüne
kadar bilinen en son soyağacını oluşturdular. Science dergisinin 12 Aralık 2014 sayısında düzinelerce araştırmacının
katkı koyduğu yeni bir genetik çalışma kuşların, özellikle dinozorların yok
olduğu dönem olan Kretase-Paleojen geçişinde yaklaşık 10-15 milyon yıllık
jeolojik olarak kısa bir zaman diliminde 36 farklı evrimsel çizgiye ayrıştığını
gösteriyor. Sadece bu çalışma değil aynı zamanda Genome Biology, GigaScience ve
bazı diğer yayınları da kapsamak üzere kuşların genom dizilimleri hakkında 28
makale yayınlandı.
Araştırmacılar bu
çalışma için bugüne kadar bilinen en fazla kuş genom dizilimini çıkardılar; 48
farklı kuş türünün genomu dizildi. Böylece kuşların soy ağacı yeniden inşa
edildi. Bu çalışma uluslararası büyüklükte farklı birçok ülkenin (20 farklı
ülke ve 80 farklı enstitü) üniversite ve araştırma enstitülerinin katıldığı
ortak bir proje ile gerçekleşti. Araştırmanın en önemli mimarlarından biri olan
Danimarka Doğa Tarihi Müzesinden Thomas P. Gilbert “kuşların evrimi ile ilgili
birçok soru işaretinin halen gizemini koruyor olduğunu bilmek beni çok rahatsız
ediyordu, farklı kuş gruplarının birbirleri ile olan evrimsel ilişkilerinin
günümüzde halen bilinmiyor oluşu üzerinde durulması gereken bir araştırma
konusu” şeklinde bu araştırmanın ana sürücüsü olan soru işaretlerini
vurguluyor. Bugüne kadar kimse modern kuşların ilk olarak ortak atadan ne zaman
ve hangi tür ile ayrıştığını belirleyemedi.
Türlerin
evrimleşerek çeşitlenmesi her zaman tedrici bir biçimde gerçekleşmez. Özellikle
fosil kayıtlarda büyük çevresel değişimlerin ardından ani denilebilecek
–makroevrimsel- ölçeklerde türleşmeler ve çeşitlenmeler görülür. Yaklaşık 66
milyon yıl önce dinozorların yok olmasının ardından memeli ve kuş türlerinde
önemli bir artış gözlemlenir. Çalışmanın sonuçları ilk modern kuşlar (Neoaves)
bugün bildiğimiz güvercin, dalgıç kuşu ve flamingoların atalarıydı. Yaklaşık
67-50 milyon yılları arasında dinozorların yok olması ile birlikte kuş
çeşitliliğinde bir patlama oldu. Kuşlar da memeliler gibi dinozorlardan geriye
kalan habitatlara yerleştiler ve çeşitlendiler. Kuşların nasıl evrimleştiği ve
farklı grupların birbirleri ile olan evrimsel ilişkisini anlamak için
araştırmacılar onların genomlarını yaşayan en yakın akrabaları ile karşılatırdılar;
timsahlar. Kuşlar yakın akrabaları olan dinozorlar ve timsahlar gibi archosaur
olarak isimlendirilen gruba dahildir. 3 farklı timsah türünün genomu
dizildikten sonra araştırmacılar bu sucul sürüngenlerin son 50 ve 100 milyon
yıl arası zaman diliminde çok az evrimsel değişim gösterdiğini saptadılar. Kuş
ve timsah genomları karşılaştırıldığında ortak archosaur atadan nasıl
ayrıldıklarını da anladılar. Bu çalışmada kullanılan karşılaştırmalı genom
analizleri bütün modern kuşların ortak atasının mineralize olmuş dişlerden
yoksun olduklarını ve yaklaşık 116 milyon yıl önce evrimsel bir değişim ile
mineralize dişleri kaybettiklerini öneriyor. Günümüzde yaşayan yaklaşık 15 bin
dişsiz kuş türü mevcut. Bununla birlikte memelilerde ise dişsiz sadece birkaç
tür biliniyor, kuşlardan farklı olarak bizlerin yani memelilerin evriminde
dişler çok önemli bir rol oynuyor.
Şekil: Genom-bazlı kuşların soyağacı (Jarvis et al., 2014)
Kuşların
hakkındaki diğer bir soru ise onların vokal özelliklerinin nasıl evrimleştiği
hakkındaydı. Bu özellik bir kere atasal bir grupta evrimleşti ve kalıtıldı mı
yoksa farklı her grup kendi vokal özelliklerini evrimleştirdi mi? Çalışma vokal
değişimin farklı gruplarda farklı sayıda ve zamanda evrimleştiğini gösteriyor.
İnsanda konuşmayı kontrol eden genler kuşlarda vokal öğrenmeyi düzenliyor.
Modern kuşların
çoğu gözlerinde 4 farklı renk alıcısına sahip, bu onlara tetrokromatik görüş
yeteneği kazandırıyor. Bu durum onların daha geniş bir renk aralığını
görebilmelerini sağlıyor. İnsan da dahil olmak üzere memelilerin birçoğu
trikromatik, yani gözlerimizde sadece 3 farklı renk alıcısına sahibiz. Bununla
birlikte penguenler kuşlar arasında farklı bir yere sahip, onlar da bizler gibi
3 renk alıcısına sahipler.
Bugüne kadar
şahin ve kartal gibi avcı kuşların özelliklerinin kuş soy ağacının farklı kısımlarında
iki kere ortaya çıktığı düşünülüyordu. Ancak kuşların yeni soy ağacına göre
bütün kara kuşları tek bir avcı atadan türedi, fakat bu kara kuşlarının çoğu
avcılık yeteneklerini kaybettiler.
Birçok kuşun
bizleri hayran bırakan farklı renkte ve biçimdeki tüyleri β-keratin proteinleri
tarafından oluşturulur (beslenir). Araştırmacılar farklı kuş gruplarını
incelediklerinde, kara kuşlarının su kuşlarından iki kat daha fazla β-keratin
çeşidine sahip olduklarını gördüler. Ayrıca evcilleştirme sürecinde renkleri ve
biçimleri güzel olan kuşların insan tarafından seçilip melezleştirilmesi ile bu
protein çeşitlerinin kara kuşlarında daha da arttığı bir gerçek.
Kaynak:
Jarvis et al. “Whole-genome analyses resolve early branches
in the tree of life of modern birds.” Science 12 December 2014: Vol. 346 no. 6215 pp.
1320-1331. DOI: 10.1126/science.1253451
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
INSANIN EVRIMI-YORUM