8 Mayıs 2012 Salı

Kızılgeyik Magarasi İnsanları ve Doğu Asya’da Modern İnsanın Evrimi

Asagidaki yazi daha once Bilim ve Gelecek dergisinin 98. sayisinda yayinlandi. Simdi okuma firsati yakalayamanlar icin tum metni asagiya ekledim. Bu metin de cogunlukla klavyeden kaynakli ingilzice karakterlere rastlayabilirsiniz, bunun icin simdiden ozur dilerim, umarim begenerek okursunuz.

Fosil, genetik, kültürel ve linguistik kanıtların hepsi  anatomik olarak modern yani günümüz insanının (Homo sapiens) Afrika dışına göçünün yaklaşık olarak son 100 bin yıl içinde gerçekleştiğini öneriyor. Jeolojik olarak Geç Pileyistosen döneme denk gelen bu süreçte insan evrimi tarihi açısından cok önemli değişiklikler meydana geldi. Özellike Son Buzul Cagi’nin yarattığı iklimsel salınımlar sonucu insan atalarının birçok diğer memeli turu gibi sığınmacı bir tur olarak farklı doğal secilim baskıları altında kaldığı ve bu durumun farklı türler arası melezleşmelere neden olabileceği güncel tartışmalar arasında.

Harita: Yazıda adı geçen bazı lokalitelerin Doğu Asya’daki bulunduğu yerler.

Anatomik olarak modern insan Antarktika dışında yeryüzünün birçok bölgesine göç etti ve hayatta kaldı. Özellikle son 50 bin yıl içerisinde çok hızlı artan bir ivme ile modern insan nüfusu yeryüzünde çoğaldı. Bununla birlikte anatomik olarak modern insanın Afrika dışına yaptığı göç insan atalarının ilk göçü değildi. Yaklaşık olarak 1.8 milyon yıl önce Homo erectus ve yaklaşık olarak 600 bin yıl önce de Homo heidelbergensis Afrika dışına göç etti, ancak bu göç sadece Avrasya kıtasının sınırları dahilinde kaldı. Bu nedenle özellikle Geç Pileyistosen donem yani yaklaşık olarak son 130 bin yıl ile Neolitik devrin (12 bin yıl) başlangıcına kadar olan süreçte Avrasya’da insan ataları biyolojik çeşitliliği modern insanin Afrika’dan girişi ile daha da arttı ve bir o kadar da karmaşıklaştı.

Son yıllarda Flores ve Denisova kesiflerinin ardından bir yeni kesif de Curneo ve diğerleri tarafından Plos One adli bilim dergisinin Mart 2012 sayısında duyuruldu. Cin’in güneybatısında, batıda Ural dağları, güneybatıda Himalayalar ve kuzeydoguda Bering Bogazi ile cevrelenmis bu bolgede surdurulen calismalarda bulundugu doneme gore surpriz bir bicimde ilkin morfolojik karakterler yansitan bir kafatasi bulundu. Calismanin bas yazari olan Darren Curnoe, kafatasi buluntusunun benzersiz morfolojik ozellikler tasidigini ve yasayan insanlardan cok farkli gorundugunu belirtiyor. Bu baglamda yeni bir insan turune ait olabilecegini ya da Afrika’dan daha erken donemlerde gelmis ancak daha sonra gelen modern insan gruplari ile herhangi bir genetik alisveriste bulunmamis Dogu Asyali bir tur olabilecegini ileri suruyor (Sample, 2012).
Guangxi bolgesinde Longlin Magarasi’ndan kesfedilen buluntular arasinda kafatasi basta olmak uzere disler, kaburga kemikleri, kol ve bacak kemikleri var. Ayrica yine benzer buluntulardan olusan 30’dan fazla buluntu Yunnan bolgesinde Maludong populer adiyla Kizil Geyik Magarasi’ndan kesfedildi. Kizil Geyik Magarasi insanlari modern insan ile birlikte ayni süreçte, Asya’nin dogusunda daha izole bir yasam alaninda hayatta kalmayi basarmis bir insan toplulugu (Curnoe ve dig., 2012). Yeni bir insan turu olup olmadigi sorusunun cevabi atasal DNA analizlerinin sonuclari ile netlesecek. Bununla birlikte fosil kafatasinin morfolojik olarak farkli ve benzersiz olusu arastirmacilarin yeni bir tur olma olasiligini dusunmesine yol aciyor. Bu magara fosiller ilk kez 1979 yılında bır jeolog tarafından keşfediliyor ancak bu buluntuların bilimsel çalışmalarının grçeklesitirilmesi de son buluntuları beklemek zorunda kalmış. Bu mağaraya Kızıl Geyik adı verilmesi ise bolca bulunan geyik kemiklerinden kaynaklanıyor. O dönem yaşayan insanlar kızıl geyikleri avalamış ve tüketmiştiler. Kızıl Geyik Magarasi insanlarini daha iyi tanimak icin oncelikle Geç Pileyistosen donemde Afrika disinda  insan evrimi tarihi tablosunu kisaca gozden gecirmek faydali olabilir.  


Şekil 1: Longlin Mağarası’ndan keşfedilmiş kafatasının farklı açılardan görünümü (Curnoe ve dig., 2012).

Modern insan ortaya cikisi ve cografik olarak dagilimi hakkinda arastirmacilarin karsilastigi en onemli problemlerden biri turler arasindaki genetik etkilesimin yani melezlesmenin derecesi. Afrika disindan bilinen en eski modern insan buluntulari 90 bin ve 120 bin yıl oncesine tarihlendirilen lokalitelerde, Levant olarak bilinen Ortadogu topraklarinda rastlanmistir.  Arastirmacilar bu ilk modern insanlarin Afrika disina gocu gerceklestiren turler olmadigini, soguk ve kuru iklimsel degisimlerden dolayi Afrika ya da Arabistan’a geri donen gruplar olabilecegini dusunuyorlar. Gercek goc yaklaşık 60 bin yıl once Anadolu uzerinden Avrupa ve Asya’ya ulasacak bicimde gerceklesmistir. Ulkemizde bu gocun izlerine bircok lokalitede rastlanmaktadir, özellikle Hatay’da Ucagizli Magarasi’nda surudurulen calismalar yaklaşık olarak 40 bin yıl once anatomik olarak modern insanlarin bu bolgede konakladigini gostermektedir. Anadolu, insan evrimi tarihi boyunca surekli goc yollari uzerinde yer almis ve bircok populasyonun yasam alani olmustur. Modern insan Avrupa’ya yaklaşık olarak 40 bin yıl once, daha sicak olan guney koridorunu takip ederek Avustralya’ya ise 45 bin yıl once ulasmistir. Modern insan Afrika’dan Avrasya’ya gocu sirasinda farkli insan turleri ile karsilasti. Bu insanlar sadece Neanderthal’ler degillerdi, muhtemelen yuzlerce yıl once Homo erectus’un Afrika’dan Avrasya’ya gocu sonrasinda evrimlesmis arkaik turler bu bolgelerde yasiyorlardi. Arkaik insan türlerini evrimsel olarak Homo erectus ve Homo sapiens arasında yer alan ancak Homo sapiense daha yakın morfolojik ozellikler taşıyan grup olarak degerlendirebiliriz. Son 20 bin yıl ile birlikte modern insan Amerika ve Antartika disinda yeryuzunun butun kitalarina ulasti ve ondan once mevcut olan Denisova (Sibirya) ve Flores (Endonezya) insanlari gibi arkaik insan turlerinin yasam alanlarini isgal etti (Stewart ve Stringer, 2012).


Göç Yolları: Doğu Asya’ya modern insanın gelişi Zhıredong buluntuları ile 100 bin yıl önce başlıyor (Kalın kırmızı oklar). Ardından Doğu Asya’nın güneyine ise yaklaşık 50 bin yıl önce geçiş gerçekleşiyor. Bu arada bu noktadan kuzeye doğru da bir göç gerçekleşiyor, muhtemelen bu grup Bering Boğazı’ndan Kuzey Amerika’ya ilerledi. Orta Asya’dan yanı kuzeyden güneye de göçler gerçekleşmiş olabilir (ince mavi oklar) ya da tam tersi yani yine Doğu Asya’nın güneyinden Orta Asya’ya Denısovalıların ataları göç etmiş olabilir.

Yeni calismalar Avrasya’da insan evrimi tarihinin son 130 bin yilini tekrar degerlendirmemizi oneriyor. Neanderthal insanlari son 200 bin yildir yasamlarini özellikle Avrasya’nin batisinda surdurduler. Dogu Avrupa’da Neanderthal buluntulari yok denecek kadar az. Avrupa’da 40 bin yıl once modern insanin gelisi ile birlikte Neanderthal insanlari modern insan ile birlikte ayni yasam alanlarini paylasmaya basladi ve kisa surede yok oldu. Bircok arastirmaci Neanderthal insanin yok olmasini modern insanin gelisi ile baslayan hayatta kalma mucadelesi oldugunu onerdi. Ancak bazi arastirmacilar Neanderthal insaninin yok olmasinin daha cok soguyan iklimle baglantili oldugunu dusunuyorlar. Diger bazi arastirmacilar ise her iki nedenin de bu insanlarin yok olusunda kombine bir etkisi oldugu kanaatinde.

Yaklaşık olarak 100 bin yıl once dunya daha da cok sogumaya basladi ve 20 bin yıl once son buzullasmanin etkisi ile buzullar cogaldi. Neanderthaller bu süreçte Avrupa’da yok olsalar da atasal DNA calismalari onlarin genlerinin Sibirya’da devam ettigini oneriyor. Arastirmacilar Neanderthallerin soguk iklimden kacan siginmaci bir tur olarak Ortadogu’da rastlanmasinin sicak iklimle orantili oldugunu ancak Sibirya’da –soguk iklimde- varolmasinin ya da siginmaci bir tur olarak oraya gitmesinin cok anlamli olmadigini dusunuyorlar (Stewart ve Stringer, 2012). Diger bir aciklama ise Sibirya’da bulunan bu turlerin Neanderthal degil baksa bir insan turu olasiligi.
Bu insanlardan biri Denisovalilar. Bu insanlar Sibirya’da Neanderthaller yok olmadan once onlarla birlikte yasadilar. Denisova buluntularinin ilk atasal DNA calismalarinda anatomik olarak modern insan ve Neanderthallerden farkli yeni bir tur olarak sunulmustu. Cekirdek ve mitokondriyal DNA analizleri Denisovali insanlarin farkli bir tur olabilecegini isaret etti. Ancak  guncel konsensus bu insanlarin Neanderthallere yakin bir grup oldugu yonunde. Denisovali insanlarin mitokondriyal DNA analizleri Neanderthallerden daha genis bir cesitlilige sahip. Arastirmacilar Denisova ve diger Asya (Cin ve Hindistan)  buluntulari dikkate alindiginda insan evrimi tarihinde farkli bir Asyali cizgiden bahsedebilecegimizi oneriyorlar.

Neanderthaller Asya’ya ulasmadan once Homo erectus ve ondan evrimlesmis turler bu bolgede yasiyordu. yaklaşık 2 milyon yıl once Afrika’dan Avrasya’ya goc eden Homo erectus fosillerine basta Gurcistan-Dmanisi olmak uzere bircok lokalitede rastlaniyor. Homo heidelbergensis fosillerine ise 600-400 bin yillari arasinda Avrasya’da rastlaniyor. Homo erectus’un Avrasya’da yok olus tarihi cok kesin degil, Orta Pileyistosen (700 bin yıl ile 130 bin yıl arasi) surecinde yok oldugu dusunuluyor. Kimi arastirmacilar Geç Pileyistosen donemde bazi lokalitelerde varolduklarini dusunseler de bu lokalitelerin tarihlendirilmeleri problemli. Populer adiyla Hobit olarak bildigimiz Homo floresiensis 95 bin ile 17 bin yillari arasinda Endonezya’nin Flores adasinda yasadi. Ilk kesfedildiginde arastirmacilar arasinda yeni bir tur olup olmadigi konsunda onemli tartismalar yasanmisti. Boyutlarinin cok kucuk olmasi bu insanin yeni bir tur olabilecegini akla getiriyordu, ancak arastirmacilar ada ekolojisinin dogal secilim baskilarindan dolayi boyutunun kuculdugunu ve ayrica mikrosefali hastasi olabilecegini dusunmuslerdi. Ancak uzun bilimsel tartismalarin sonunda Flores insanlarinin yeni bir tur insan oldugu genis bir cevre tarafından kabul gordu. Arastirmalar Asya’da yogunlastikca insan evrimi acisindan onemli kesiflerin sayisi da artmaya basladi. 

Son yıllarda Asya’da gerceklestirilen en onemli kesiflerden birinin anatomik olarak modern insanin Dogu Asya’ya ne zaman geldigine dair fosil kanitlar sunan Cin’in guneyinde Zhirendong Magarasi’nda yapilan calismalar oldugunu dusunuyorum. 2010 yilinda Wu Liu ve diğerleri tarafından PNAS (Proceedings of the National Academy of Sciences) bilim dergisinde yayinlan makale bu kesifin onemi hakkinda cok degerli bilgiler veriyor. Butunu ile anatomik olarak modern insan fosillerine en erken 40 bin yıl once Malezya’da Niah Magarasi ve Cin’in kuzeyinde Tianyuan Magarasi’nda rastlaniyor. Magarada fosilin bulundugu tabakalarin kimyasal tarihlendirmeleri yaklaşık olarak 100 bin yili gosteriyor, bu tarih Niah ve Tianyuan lokalitelerinden 60 bin yıl once. Zhiren Magarasi buluntusu modern insanin Dogu Asya’ya gelisini daha eski bir tarihe cekiyor. Oysa molekuler genetik veriler anatomik olarak modern insan genlerinin Dogu Asya’ya yaklaşık 45 bin yıl once ulastigini oneriyor. Wu Liu, Zhiren buluntularinin Dogu Asya’da farkli bir modern insan evrimi modeli onerdigini dusunuyor. Ona gore anatomik olarak modern insanin morfolojisi Bati ve Dogu Avrasya’da yaklaşık 130 bin yıl once ortaya cikti ve populasyon surekliligi dusuk derece gen akisi ve karisimlari ile cesitlendi. 


Şekil 2: Zhiren Mağarası’ndan keşfedilmiş insan fosilleri. Alt çene kemiğinin önden (A), sol yandan (B) ve üstten (C) görünümü. Altçene kemiğinin ön kısmının kesiti (D). Yine Zhiren Mağarası’ndan bulunmuş alt üçüncü azı dişinin yanak ve dil atarafından görünümü (E), son olarak diğer bir bireye ait alt çene üçüncü azı dişinin benzer gürünümü (F)  (Liu ve diğ., 2010).

Dogu Asya’da yer alan diger bir onemli buluntu alani ise Zhuokoudian Yukari Magarasi. Zhuokoudian Turkce’de Ejderha Kemikleri Tepesi anlamina geliyor. Bu lokalite ilk olarak 1933 ve 1934 yillarinda Pei tarafından kazilir (Kaifu ve Fujita, 2012). Uc tane iyi korunmus kafatasi parcasi, onlarca dis ve cesitli kol, bacak ve kalca kemiklerine ait iskelet parcalari kesfedilir. Bu lokalitenin en onemli problemi radyokarbon tarihlendirmelerindeki belirsizlikler, bununla birlikte arkeolojik kanitlar 12 bin ile 34 bin yillar arasinda bir donemi isaret etmektedir. Ayrica orijinal fosiller Ikinci Dunya Savasi sirasinda kaybolmustur. Arastirmacilar Zhuokoudian buluntularini anatomik olarak modern insana atfetseler de buyukluk, irilik ve cesitlik bicimsel morfolojik farkliliklar halen soru isaretleri uyandirmakta.

Mogolistan’nin kuzeydogusunda  Salkhit altin madeni ocaginda bir kafatasi parcasi 2006 yilinda kesfedilmisti. Tseveendorj bu kesfe Mongoloanthropus adini verdi. Ancak daha sonra Coppens (2008) bu fosilin arkaik modern insanlara (Homo sapiesn) ait olacagina dair bir rapor yayinladi. Bununla birlikte 2010 yilinda fosilin bulundugu tabaka tarihlendirildi ve 20 bin yıl oncesine ait oldugu anlasildi, ayrica Crooson fosilin modern insana ait oldugunu da belirtti.
Japonya’da Ryukyu Adalari’nda Yamashita Magarasi ve Minatogawa cokugunden fosiller kesfedildi. Yamashita Magarasi Okinawa sehrine batisinda yer aliyor. 1968 yilinda baslayan calismalarda 6-7 yaslarinda bir bireye ait kaval ve uyluk kemikleri kesfedildi. Bu buluntular yaklaşık olarak 35 bin yıl oncesine tarihlendirildi. Guncel calismalar bu buluntularin da modern insana ait oldugu konusunda hemfikir. Minatogawa lokalitesi ise Okinawa sehrinin guneyinde yer aliyor. Bu lokalitede cesitli tarihlendirme teknikleri uygulandi ve veriler 16 bin ile 9 bin yıl arasinda degisen bir araligi gosteriyor. Arastirmacilar bu lokaliteden bulunan kafatasi ve diger iskelet parcalarinin Zhuokoudian ve Liujiang buluntulari ile benzerlikler tasidigini ve modern insana ait oldugunu onerdiler.


Sekil 3: (A) Mınatogawa catlak dolgusu. İnsan fosilleri ortadaki çatlaktan akan toprağın aşağıda oluşturduğu çökelden bulunmuştur. (B) Fosil kafatası ve alt çene kemiğinin üç boyutlu taranmış görüntüsü (Kaifu ve Fujita, 2012).

Dogu Asya’da anatomik olarak modern insanın kökeni ile ilgili çalışmalarda karşılaşılan en büyük problem kimyasal tarihlendirmeye elverişli örneklerin bulunamayışı ve daha önceki tarıhlendirmelerin ve stratigrafik çalışmaların soru işaretleri barındırması. Ancak güncel çalışmalar ve günümüz teknolojisi bu sorunları giderebilecek çözümler üretiyor. Boylece daha doğru insan evrimi soyağaçları oluşturulabilecek. Paleoantropolojik çalışmaların yanısıra atasal DNA analizleri ile moleküler genetik çalışmalar da Doğu Asya’da anatomik olarak modern insanın kökeni hakkında onemli bilgiler sağlıyor. Bu konudaki güncel çalışmalar modern insanın Afrika dşındaki dağılımı sürecinde arkaik insanlar ile kendi ataları arasında ıkı ayrı durumda gen alışverişi yani melezleşme oldugu yönünde (Skoglund ve Jakobson, 2011). Aynı zamanda araştırmacılar modern insanın Afrika’dan uzaklaştıkça genetik çeşitliliğinde de doğru orantılı olarak azalma olduğunu ileri sürdüler. Özellikle Denisovalıların genetik olarak Neanderthallerden daha çok Doğu Asyalı türler ile benzerlikler taşıması bu gruplar arasında genetik alışverişin olduğunu gösteriyor. Doğu Asyalı türlerin kronolojik olarak daha eski olmaları ve ayrıca genetik yakınlıkları Denisovalıların Doğu Asya kökenli olabileceğini düşündürüyor. Bu aynı zamanda Denisovalıları Amerikan yerlilerinin ataları ile de yakın akraba oldğunu göstermekte. Amerikan yerlilerinin 15 bin ile 20 bin yılları arasında kalan zaman diliminde Bering Boğazı üzerinden Kuzey Amerika’ya göç ettiğini ve Amerika’nın batısında orta ve doğusuna göre daha sıcak olan koridoru takip ederek Güney Amerika’ya kadar ulaştığı genel olarak kabul görmektedir.

Doğu Asya’da anatomik olarak modern insanın kökeninin anlaşılması ve arkaik insanlar ile melezleşmenin gerçekleşip gerçekleşmediği hakkında evrimsel ilişkilerin aydınlatılabilmesi için daha çok fosil buluntuya ihtiyaç var. Mevcut buluntular her geçen gün Afrika’dan Avrasya’ya göç eden modern insanın arkaik türler ile genetik olarak melezleştiğini öneriyor. Denisovalı insanlar şimdilik en önemli kanıtlar arasında. Kızıl Geyik Mağarası insanları ise Neolitik devrimine çok az bir zaman kaldığı yaklaşık 12 bin yıl önce ilkin morfolojik özellikler taşıyan insanların dönemin modern insanlarından izole bir biçimde hayatta kaldığının kanıtı. Paleoantropolog Chris Stringer Kızıl Geyik Mağarası insanlarının en az 60 bin yıl önce Afrika’dan göç eden modern insanın son 12 bin yıla kadar hayatta kalmış kalıntıları olduğu kanaatinde. Her yeni buluntu ve gelişen yüksek teknoloji analizler insan evriminin düşündüğümüzden daha karmaşık olduğunu ve daha fazla insan türü varolduğunu düşündürüyor. Özellikle Doğu Asya’dan keşfedilen bütün bu veriler Afrika merkezli modern insan evrimi hipotezini tartışmalı hale getiryor. Afrika merkezli modern insanın kökeni hipotezine göre modern isnanın ataları Afrika’dan yaklaşık olarak 60 bın yıl önce göç etti ve Avrasya’daki bütün yaşam alanlarını işgal ederek diğer insan türlerinin yok olmasına neden oldu. Ancak Doğu Asya buluntuları bu bölgede arkaik insanlardan modern insana doğru düşük oranlarda da olsa melezleşmenin sağlanması ile evrimsel bir sürekliliğin olabilecegini güçlü bir biçimde düşündürüyor.

KAYNAKÇA
Curnoe D, Xueping J, Herries AIR, Kanning B, Tac¸on PSC, et al. (2012) Human Remains from the Pleistocene-Holocene Transition of Southwest China Suggest a Complex Evolutionary History for East Asians. PLoS ONE 7(3): e31918. doi:10.1371/journal.pone.0031918.

Kaifu Y, Fujita M (2012) Fossil record of early modern humans in East Asia.
Quat Int 248: 2–11.

Liu, W., Jin, C., Zhang, Y., Chai, Y., Xing, S., Wu, X., Cheng, H., Edwards, R.L., Pan, W., Qin, D., An, Z., Trinkaus, E., Wu, X., 2010a. Human Remains from Zhirendong, South China, and Modern Human Emergence in East Asia, PNAS, vol. 107 19201e19206.

Sample I. (2012) Red Deer Cave people’ may be new species of human. Guardian Wednesday 14 March 2012

Skoglun, P. ve Jakobson, M. (2011) Archaic Human Ancestry in East Asia. PNAS 108:18301-18306

Stewart, JR ve Stringer, CB (2012)  Human Evolution Out of Africa: Role of Refugia and Climate Change. Science 365:1317-1321.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

INSANIN EVRIMI-YORUM